Ego, insanın varlığı, kendi çabası ve iradesi ile madde dünyaya tutunan yanıdır. “Ben” kavramı “Ego” ile ortaya çıkar. İnsanın kendisini anlatması, varlığını madde planında pekiştirmesi, beğenilmek için çaba göstermesi egosu ile mümkün olabilir. Egonun aşırı zayıflaması madde planında çöküşe, aşırı güçlenmesi ise madde planına mahkum olmaya neden olur.
Yöntemi ne olursa olsun insanın kendisini aşmak ve ruhsal yönden gelişmek için gösterdiği çaba sonrası karşısına çıkan en büyük sorunlardan biri ego çukuruna düşmesidir. Oradan çıkıp yola devam etmekte, geri dönüp eskisi gibi olmak ta zordur.
Ego, insanın kendisini madde planında temsil etmesi için gereklidir. İnsanların egoları çıkarılıp alınsa hiç kimse “ben” demeyecektir. Ancak bununla birlikte hiç kimse bir şeyler yapmak için çaba da sarfetmeyecektir. Çünkü insanın yaptıklarının büyük kısmı bilinmek, tanınmak, taktir edilip ilgi görmek istemesi ile ilgilidir.
Hiçbir sanatçı yaptığı bir sanat eserini yaptıktan sonra kimse görmeden çöpe atamaz. Yaptığının değerinin bilinmesini ve üretmeye devam edebilmek için egosunun beslenmesini ister. Verilen çaba ve emekte taktiri hak eder.
İnsanın madde planında gelişip ilerlemesi için gerekli en önemli mekanizmalarından biri “ego” sudur.
ego’nun işleyişi ile ilgilidir.
Ego, sağlıklı bir şekilde gelişemezse negatif veya pozitif yönde sorunlar yaşanmaya başlar.
insanın egosu ile sorun yaşamasına neden olur. Bu sorunların büyük kısmı bilinçsiz gelişen evre ile ilgilidir. Kendi istediği dışında ailesi, çevresi veya bilinçsiz yaptığı tercihlerle ilgilidir.
Bu sorunları iki başlık altında ele alacak olursak,
şeklinde sıralayabiliriz. Bizi asıl ilgilendiren konu ruhsal yönden kendimizi geliştirmek için yaptığımız tercihlerle ortaya çıkan ego sorunlarını bazı konuları dile getirdikten sonra işleyelim.
Sonucu bilinmeden girilen bir yoldur. Genetik faktörler, doğum öncesi ve doğum sonrası yaşanılanlar, bizim elimizde olmayan veya sonucu bilinmeyen tercihlerle ilgilidir.
Büyük kısmı başkalarına ait rollerin alınması ve içselleştirilmesi ile ilgilidir. (Doğuştan itibaren eğitimle egosu güçlendirilenler farklı olduğu için onları dahil etmiyorum.)
İnsanların ruhsal algıları bilinçli ve bilinçsiz olarak iki farklı algıya sahiptir. Her insanın ruhsal algıları sahte olanla gerçek olanı ayırt edebilecek yeteneğe sahiptir. Bu algının en saf hali çocukluk evresi ile ilgili olduğu için sadece onlar bu ego dalgalanmalarını ayırt edemezler ve ego sorunu yaşayanlar en çok onlarla mutlu olabilirler.
Yapılanlar ne kadar yanlış olursa olsun verilen hiçbir çaba karşılıksız kalmaz. Eksi ve Pozitif evre zamanla ve tecrübe ile aşılarak dengeye gelir. Bu evreyi olumlu yönde etkileyecek “bilinç” sürece ne kadar hakim olursa, süreçte olumlu yönde o kadar hızlı bir gelişim izler.
Negatif evrede kalanlar için atılabilecek en doğru adım profesyonel bir yardım alarak kendisi ile barışık yaşamaktır. En sağlıklı gelişimin zamana yayılan ve küçük adımların atıldığı gelişim olduğu unutulmamalıdır.
Pozitif evreye atlayanlar için yaşamın daha kolay olduğu düşünülmemelidir. Onlar için aşılması gereken bir de pozitif evre vardır. Dengelerin yerine oturması için gereken zamana bu evrede yaşananlar da eklenecektir.
Pozitif evre yapay bir zemin üzerinde ilerlediği için negatif evreye göre barındırdığı riskler daha yüksektir. Çünkü elde edilenlerin korunup devam ettirilebilmesi sahip olunanlara bağlıdır.
Güç ve enerji sahip olunanlara bağlanmıştır. Mevcut korunamayıp elde edilenler yok olduğunda enerji kaynağı da yok olacak ve negatif evrenin de gerisine düşülecektir. Geçmişe saplanıp kalmak melankolik ve dramatik bir evreye girilmesine neden olabilir.
Bu durumda yapılabilecek en mantıklı şey, yapılan hataların ve eksiklerin gözden geçirilerek çıkarılan derslerle birlikte beklenmeden tekrar harekete geçilmesidir.
Ruhsal boyutta ilerlemek ve madde boyutunu aşmak için girilen yolda yaşanan ego sorunları, madde planında yaşanan ego sorunları ile kıyaslanamayacak boyuttadır. Bunun en büyük nedeni ise soyut bir alandasınız ve sizi anlayacak insan sayısı çok azdır.
Daha kötüsü ise yapılan bir tanım veya tarif olmadığı için tam olarak ne yaşadığınızın farkında da olamazsınız. Ego yok olur, ego ile birlikte doğal olarak siz de yok olursunuz ancak bu yok oluşun nedenleri hakkında çoğu zaman size neyi nasıl yapmanız gerektiğini söyleyenlerde bilgi sahibi değillerdir.
Madde boyutunda kişinin kimliği ve sahip oluşu ile ilgili olan ego, ruhsal gelişimde aşılması gereken en büyük engellerden biridir. Çünkü insanı madde planına bağlayan güçlü bir bağdır.
Bu yönüyle,
Ego, insanı madde boyutuna bağladığı için siz ilerlemek istediğinizde ruhsal mekanizmalar bu bağları birer birer koparacaktır. Çünkü madde unsurları, ruhsal unsurların önündeki engeller olarak görülür. Siz istersiniz; istedikleriniz istemediğiniz yönde de gelişebilir.
Bu süreçte yaşanan gelişmelerin bir çoğu farkında olmadan meydana gelir ve bilinçsiz atılan adımlar sonrası bir süre sonra ait olmama, sahip olmama, benliğin zayıflaması olarak ortaya çıkar. Bu süreç ne kadar hızlı yaşanırsa tanımlayamama, anlayıp kavrayamama süreci de o kadar hızlı ortaya çıkar.
Ego ile ilgili sorunların yaşanmasında girdiğiniz yol veya uyguladığınız tekniklerin ne olduğunun önemi yoktur. Dini yöntemler, meditasyon, bitkisel yöntemler ve adı ne olursa olsun ruhsal seviyeye çıkmak istiyorsanız karşılaşacağınız sorunlar farklı adlarla hep aynıdır.
Sonunda istediğinizi elde edersiniz ancak geri döndüğünüzde hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını görürsünüz. Bu noktada bakış açısı çok önemlidir. Algılarınız sonraki aşamaları büyük oranda belirleyecektir. Gördüğünüzü eski “ben” inizle değerlendirdiğinizde egonuz yok olmuştur.
Bu evrede ilk bölümde yazdığım negatif ve pozitif ego evrelerini yaşamak, tümüyle bu deneyimleri yaşanan insanın birikimleri, bakış açıları, bu evrelere ne kadar hazır olduğu ve bilincini nasıl kullandığı ile ilgilidir.
Çıkılan ruhsal seviyeleri devam ettirmek güçtür. Bunun için maddesel yaşamın bağlarından kurtulmak veya uyum sağlamak sanıldığı kadar kolay değildir.
Ruhsal gelişim ve üst evrelere geçmek için herkes kendisine göre sıkıntılar yaşar. Yaşanılanlar sonraki aşamalar için insanın ihtiyaç duyacağı tecrübeleri barındırır ve bu tecrübeler sınırları zorlanmadan elde edilemez.
Çıkılıp geri dönülen veya tırmanılması gereken evreler normal seviyeden daha yüksektir. Aşmak zaman ve sabır gerektirir. Her hızlı yükselişin inişi de hızlı olur ve seviyeler arasında uyumsuzluk uzun süre giderilemez.
Ego çukuruna saplanıp kalınmasının nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz,
Egonun devre dışı kalması bilinçli yaşandığında ilerleme için büyük bir fırsattır ancak mevcut yaşamda bu durumun bir karşılığı bulunmadığı için fırsat büyük bir kaosa dönüşür.
Yaşanan içsel karmaşa ve kaos, atılan adımlarla içinden çıkılmaz bir hale gelir. Bu durumda yapılması gerekenleri şu şekilde sıralayabiliriz.
Bu zor evre çoğu zaman süslü tepsiler içerisinde sunulur. Ancak bilinmesi gereken en önemli nokta bu evre herkese uygun değildir. Ego’nun aşılması ruhsal gelişimde bir süreçtir ve atılan her adımla birlikte siz eski siz olmaktan uzaklaşmaya başlarsınız. Tekrar geri dönmek istediğinizde katettiğiniz yol kadar geri gitmeniz gerekir.
Ateş elementi ve Hava elementi bu sürece uygun değildir. Çünkü onlar barışık oldukları egoları ile hareket ederler. İçsel dinamikleri büyük oranda egoya bağlıdır. Egodan kopmaları yaşamdan kopmalarına neden olabilir. Toprak elementi kısmen, Su elementi ise büyük oranda bu gelişime daha uygundurlar. (Doğum haritasındaki ağırlıklı konumlar, iletişim, kişisel ve sosyal noktalar dikkate alınmalıdır)
İlgili Konular
Ruhsal Güçleri Geliştirme Yöntem ve Teknikleri
Ruhsal Güçler, Kaynağı ve Yaşanan Sorunlar
Ruhsal Gelişimde Sıkıntı, Her Yükselişin Bedeli Vardır
Paranormal Kişilikler ve Sosyal Normlara Uymayan Yaşamlar
24 Mart 2019
www.parapsikoloji.net
Konuda geçen tanımlama ve kavramlar, konunun ele alınışını kolaylaştırmak için kullanılmıştır. Bilimsel olarak ele alınmamıştır.
Bu yayın en son güncelleştirildi 12 Mart 2022 18:16
Kuantum Zihniyeti ve Psişik Yetenekler Kuantum zihniyeti ve psişik yetenekler, bilincimizin derinliklerinde keşfedilmeyi bekleyen gizli…
Belirsizlik İlkesi ve Parapsikolojik Fenomenler Belirsizlik ilkesi ve parapsikolojik fenomenler arasındaki ilişki oldukça ilginç ve…
Kuantum Alanları ve Ruhsal Algılar İle İlgili Yapılan Deneyler Kuantum alanları ve ruhsal algılar arasındaki…
Kuantum Fiziği ve Parapsikoloji Arasındaki Bağlantılar Kuantum fiziği ve parapsikoloji arasındaki bağlantılar oldukça ilginç ve…
Kuantum Parapsikoloji Nedir? Kuantum Fiziği ve Parapsikoloji Kuantum parapsikoloji konusunda şu anda geçerli olan akademik…
Psişik Saldırıya Uğramak Ne Demek? Psişik saldırıya uğramak ne demek? Belirtileri nelerdir? Nasıl korunabilirsiniz? Hayatımızda…
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.
Devamını Oku
Yorumları Göster
Ego ve nefs aynı anlama mı geliyor?
ve İnsanın yapısı Beden,ruh,Nefs,ego,zihin,akıl,çakralar ne olarak nelerden oluştuğumuzun bir haritası bir detayı veya bununla ilgili kaynak yazı önerebilirmisiniz?
Bu ve benzeri soruların cevaplarını kaynak gözetmeksizin okuyup hayatı yeterince deneyimledikten sonra kendinizin bulması daha değerli ve önemlidir. Her cevap sahibine aittir. Aradığınız sürece bulacağınız her cevapta size ait olacaktır.
merhaba sizinle iletişime geçmek istiyorum çünkü ruha olan ilgim yüzünden var olan egomu yaşama hissimi isteme duygumu kaybettim sanırım. ama aklen ve kişisel olarak çok şey kazandım. ama ilk özelliklerimi kaybettiğimden eve kapandım ve çok hantallaştım bedenimi dinlendirmiş değil hareketsizlikten yormuş oluyorum bu durumda ruhsal enerjimi kontrol edebilmem de mümkün değil yani her iki yandan da sıfır çıkarla nefes alıp veriyorum.
Merhaba. Öncelikle bunun doğal bir sonuç olduğunu bilin ve sorun haline getirmeyin. Bu konu zihninizde "sorun" olarak işaretlendiği sürece, "büyüyen bir sorun" olarak kalır. Bakış açılarınızı değiştirin. Hantal değilsiniz, yaşadıklarınızı değerlendirip tecrübelerinizi pekiştiriyorsunuz.
İnsanın farklı ruh evrelerini yaşaması, deneyim ve tecrübe kazanması açısından son derece önemlidir ve siz bunu yaşamışsınız. Sizin yaşadıklarınızı kaç insan yaşamış olabilir?
Amaç olmadan yapılan herşeyin sonu, tadına bakılan bir yemek gibidir. Yemeğin ilginizi çekmesi, tadına olan merakınız ve açlığınızdır. Yemeğin tadına bakar ve doyuma ulaşırsanız artık ilerlemeniz için bir amaç kalmaz.
Hedef ne kadar büyük olursa doyumda o kadar zor elde edilir.
Amacınız varsa yaşadıklarınızı deneyim olarak kabul edin ve tekrar ayağa kalkın. Amacını gerçekleştirmeye çalışın.
Amacınız yok ve eski durumunuza dönmek istiyorsanız, gene ayağa kalkın ve insanlarla birlikte olun. Şu an Madde-Madde ötesi, dengeniz Madde ötesi lehine bozulmuş olmalı. Dengeyi madde seviyesine çekmeniz gerekir. Bunun için de sosyal faaliyetlere katılın, hobiler edinin, yaşadığınız tecrübeleri insanlara anlatın, dolaşın ve aldığınız nefesin farkına varın.
Selam, ben ağır sorunlar yaşadığım bir sürede acıyla iç güdüsel olarak "Allah" demeye başladım ta ki göz pınarlarımda tek damla yaş kalmayana kadar. 😔 Ertesi günü kendimi zikieleri araştırıp denerken buldum ve sonrasında cahiliyetimin verdiği sonuçları gördüm. Bana ulaşabilirmisiniz.
Selam. Yorum gönderirken girmiş olduğunuz mail adresinize bir mesaj gönderdim. Oradan yazar mısınız lütfen.
astral Seyehat Hakkında Birazdaha Bilgiler Yazarmısınz Hepsini Okudum Ama Biraz Daha Teknikli Öğrenmek İstiyorum
Yanlış konu altına yazmışsınız.
"Biraz Daha Teknikli Öğrenmek İstiyorum" ifadesi sınırları belirsiz çok geniş kapsamlı bir ifade.
Astral Seyahat kategorisi altında temel bilgiler mevcut. Bunların haricinde öğrenmek istediklerinizi, merak ettiklerinizi maddeler halinde yazarsanız yardımcı olmaya çalışırız.
Yani ego sıfırlanmalı mı?
"Ego sıfırlanmalı" şeklinde bir adım atılmaz. Ego'nun ortadan kalkması ve ego ile yaşanan sorunlar daha çok sonuçtur. Ego insanın kimliğini sağlıklı bir şekilde taşıması için gereklidir. Gereksiz olsa var olmazdı. İnsanın attığı adımlara göre aşırı güçlenmesi de zayıflaması da bilinçli hareket edilmediğinde sorundur.
Öyle bir an gelir ki yapılanlar egoyu ortadan kaldırır. Atılan bazı adımlar bilinçli atılmalı ve sonuçlar bilinerek hareket edilmelidir. Ruhsal gelişimde atılacak adımlar insanın en hassas dengelerini bozabilecek güçtedir. Sonuçlar bilinirse atılan adımlar da daha sağlıklı olacaktır.